# | eng | tur |
---|
1 | South Asia: Celebrating Eid-Ul-Fitr | Güney Asya Ramazan Bayramını Kutlarken |
2 | Yesterday Muslims in many South Asian countries celebrated Eid-ul-Fitr marking the end of Ramadan, the holy month of fasting. | Dün birçok Güney Asya ülkesinde yaşayan Müslüman oruç tutulan Ramazan ayının sonunu gösteren Ramazan Bayramını kutlamaya başladılar. |
3 | Many bloggers exchanged greetings and shared their rituals and traditions. | Birçok blogcu birbirlerinin bayramlarını kutladılar, kendi gelenek ve göreneklerini paylaştılar. |
4 | Pakistan: | Pakistan: |
5 | Momina at Chowrangi explains different aspects of the Eid celebrations: | Chowrangi (İng. ) sitesinden Momina Ramazan Bayramının farklı yönlerini anlattı: |
6 | Eid is derived from the root word of `Aada meaning returned. | Eid (çev. notu: Ramazan Bayramının İngilizcesi) kelimesi “geri verilmiş” anlamına gelen “Aada” kelimesinden gelir. |
7 | We all know that we return to Eid periodically. | Ramazan ayına da devinimli olarak geri dönüyoruz. |
8 | It is also said to have been derived from ‘Aadah meaning a custom or a practice. | Bu konudaki bir diğer kelime de “Aadah” ve “gelenek” anlamında kullanılır. |
9 | The reason is that people customarily celebrate it. | Bayram kutlaması insanlar için gelenek halini almıştır. |
10 | Kalsoom at CHUP! | “CHUP: Pakistanı Değiştirmek” (İng. |
11 | Changing Up Pakistan remembers what Eid meant for her and her family while growing up. | ) sitesinden Kalsoom da kendisi büyürken Ramazan Bayramının ailesi ve kendisi için ne anlama geldiğini yazmış: |
12 | Growing up, my favorite part of Ramadan and Eid ul-Fitr always centered around two things - my family and food. | Ben büyürken Ramazan ve Ramazan Bayramı iki şey etrafında gelişirdi: Ailem ve yiyecekler. |
13 | On Chand Raat, the night before Eid, I loved going to the market to buy bangles or get henna painted on my hands. | Arefe günü pazara gidip bilezik almayı veya elime kına yaktırmaya bayılırdım. |
14 | My memories of Eid as a child were flooded with color, bright new clothes, laughter, and the taste of sivaiyyan [vermicelli noodles in sweetened milk] first thing in the morning. | Ramazan Bayramı ile ilgili çocukluğumun anıları renklerle, yeni temiz giysilerle, kahkahalarla ve yenen yemeklerle dolu. |
15 | As an adult, Ramadan has become increasingly a time to think about others around me, particularly the poor. Working in the development realm has helped put such issues into further context. | Şimdi bir yetişkin olarak Ramazan ayı başkalarını, özellikle de fakirleri düşünmem için bir zaman halini aldı. |
16 | A boy looks behind while others are doing rituals at the end of Ramadan month, on Eid Namaaz (prayers) at Bangalore, India. | Yardım alanında çalışmam da bu konuda daha fazla düşünmemi sağladı. |
17 | Image by Sandip Devnath | Hindistan: |
18 | http://www.flickr.com/photos/sandipd/ / CC BY-NC-ND 2.0 | Sudhir Kekre (İng.) |
19 | India: Sudhir Kekre remembers the Eid food delicacies: | Ramazan Bayramında yiyeceklerle ilgili anılarını hatırlıyor: |
20 | When I moved to Hyderabad, Ramzan and Eid became a big part of our social calendar. | Haydarabad'a taşındığımda Ramazan ve Bayram sosyal takvimimde önemli bir yere geldiler. |
21 | A new world of mouth watering delicacies were introduced. | Özellikle yeni tatlar Haydarabad'la eşleştirilmiş oldu. |
22 | Haleem and nihari along with the biryanis and mirchi bhajjis became synonymous with Hyderabad. | Blogcu aynı zamanda Hindular ile Müslümanlar arasındaki ilişki ile de ilgili yorumda bulundu: |
23 | The blogger also comments on the relationship between Hindu & Muslims: | Belki de böyle kutlamalar iki toplum arasındaki husumetin azalmasına yardımcı olur. |
24 | Perhaps festivals could be a good way of reducing the animosity between two communities. | The Sacramento Bee blogu (İng. |
25 | The Sacromento Bee blog posts pictures of Eid celebrations across India. | ) ise Hindistan'daki çeşitli kutlamalardan harika fotoğraflar yayınlamış. |
26 | Bangladesh: | Bangladeş: |
27 | “Eid is supposed to be a special day. | “Ramazan Bayramının özel bir gün olması gerekiyordu. |
28 | But today was strange,” writes ulysses at Back To Bangladesh. | Ama bugün gerçekten ilginçti” diyor Back To Bangladeş'in yazarı ulysses. |
29 | The blogger goes on to describe the experience of surviving an earthquake in Dhaka on the Eid day. | Blogcu Daka'da Bayram günü gerçekleşen depremi anlatıyor. |
30 | However there is a more worrying threat than earthquake for the Bangladeshis: | Ama Bangladeşlilerin deprem daha fazla endişelendikleri bir tehdit daha var: |
31 | There are scary statistics about how many people would die from a severe earthquake in Dhaka. But, truth be told, I worry more about adulterated food than any other issue facing Bd. | Daka'da olacak bir depremde kaç kişinin öleceği ile ilgili korkunç istatistikler var. Ama gerçeği söylemek gerekirse ben gıda sorunlarından daha çok endişeleniyorum. |
32 | Maldives: | Maldivler: |
33 | Kaidha tells poetically how the Eid festivities have reduced to a holiday with no significance: | Kaidha Ramazan Bayramının nasıl önemsiz bir tatile dönüştüğünü şiirsel bir dille anlatıyor (İng. ): |
34 | I remember a time when i was a kid, we would look forward to eid as being more than holiday It's the day a big feast would be cooked and be visited by relatives It's the day we would wear our new dresses and go to watch the marches It's the day we would watch the fireworks of every colour blind the night sky However with time, Eid has become just another day we could just laze around at home and watch tv or facebook all day | Hatırlıyorum da, ben küçükken, Ramazan Bayramı sadece tatil değildi, Büyük kazanlarda yemeklerin yapılıp akrabaların bizi ziyaret ettiği bir gündü, Yeni elbiselerimizi giyip yürüyüşleri izlemeye çıktığımız bir gündü, Her renkten havai fişeğin gökyüzünü boyayışını izlediğimiz bir gündü, Ama zamanla, Ramazan Bayramı, evde tembellik edip tüm gün televizyon veya facebook izlediğimiz Bir güne dönüştü, ne yazık. |
35 | Eid Mubarak to all our readers. | Tüm okurlarımızın Ramazan Bayramı mübarek olsun. |