# | eng | tur |
---|
1 | Europe: Economic Crisis Fuels Rise in Anti-Immigration Politics | Avrupa: Ekonomik Kriz Göçmen Karşıtlığını Ateşliyor |
2 | The French presidential election may be over, but the fact that outgoing president Nicolas Sarkozy chose immigration as a core theme of his campaign [fr] is still the subject of much debate on the Web. | Fransız başkanlık seçimi [en] sona ermiş olabilir ama seçimi kaybeden başkan Nicolas Sarkozy'nin seçim kampanyasının merkezine göçmenlik sorununu koymuş olması [fr] hala Internet'te tartışılmakta. |
3 | Many netizens have wondered whether his choice to flirt with the far-right wing of his electorate helped temper his defeat or whether, on the contrary, it was one of the reasons his electorate deserted him [fr]. | Birçok kişi aşırı sağla girdiği flörtün mağlubiyetini azalttığını söylüyor, birçoğu da bunun aksine bunun seçmeninin onu terketmesinin nedenlerinden biri [fr] olduğunu düşünüyor. |
4 | Given the apparent waning appetite of European voters for multiculturalism, singling out immigration as the root of the global economic crisis has proven fruitful for far-right parties across the continent. | Avrupa seçmeninin çok kültürlülük konusundaki iştahının ne kadar azaldığı [en] göz önüne alındığında, tüm kıtada aşırı-sağ partilerin küresel ekonomik krizi göçmenlik sorununa bağlamalarının başarısı görülmekte. |
5 | African refugees by Vito Manzari on Flickr (CC BY 2.0) | Afrikalı göçmenler Foto: Vito Manzari (Flickr) (CC BY 2.0) |
6 | If this rhetoric sounds familiar, it's because it has affected the old continent, when in times of crisis, in a cyclical pattern for centuries. | Eğer bu söylem size yakın geliyorsa, bu yüzyıllardır bu döngünün kriz zamanlarında eski kıtayı sürekli etkisi altına almasındandır. |
7 | Valérie, on her blog ‘Crêpe Georgette', recounted the chronology of perceptions on immigration in France [fr] from the first half of the 19th century until today: | Valérie, bloğu ‘Crêpe Georgette'te, 19. Yüzyıl'ın ilk yarısından bugüne kadar Fransa'da göçmenlik algısının tarihçesinden [fr] sözediyor: |
8 | If there is but one fashionable idea, it is the belief that the old immigration waves (from Italy, Poland, Spain, Belgium…) are now fully integrated in our society, as opposed to the more recent immigration waves from Maghreb and Africa. | Eğer tek bir moda düşünce varsa o da, eski göçmenlerin (İtalya, Polonya, İspanya ve Belçikalı) artık topluma entegre olduğu, ama henüz Mağrip ve Afrikalıların henüz bu durumda olmadığıdır. |
9 | We often hear “the former immigration waves were related to labour, did not cause any issue, and were indeed perfectly accepted by the French.” | Sürekli şunu duyuyoruz: “önceki göçmen akınları iş içindi, sorun çıkarmadılar ve Fransızlar tarafından mükemmel bir biçimde kabul gördüler.” |
10 | Let us then recognise that current comments on the most recent immigration waves are the mere reiteration of old stereotypes which all migrant communities have faced (whether they originated from the countryside or from foreign countries). | Şunu kabul etmemiz gerekli ki en son göçmen akınları hakkındaki yorumlarımız sadece bugüne kadar gelen bütün göçmen toplumların çektiği (ister köylerden, isterse başka bir ülkeden gelmiş olsunlar) eski önyargıların bir tekrarından ibaret. |
11 | Valérie drew a parallel between allegations that Italian and Spanish immigrants did not and could not be integrated, and those against today's immigrants from Eastern Europe and Africa: | Valérie İtalyan ve İspanyol göçmenlerin entegre olmadığını ve olamayacağını iddia edenlerle bugün Doğu Avrupa ve Afrika'dan gelenlere karşı olanlar arasında paralellik kuruyor: |
12 | All immigrant populations - but also the poor in general - have been deemed throughout the centuries to be dirty, non-integrated, indulging in lust and other exotic customs. | Yüzyıllar boyunca tüm göçmen nüfus-özellikle de fakir olanlar- daima kirli, uyum sağlayamamış, şehvet ve diğer yabancı adetlere sahip olarak görüldü. |
13 | As you may observe, what is said today about the ‘islamicised' neighbourhoods, ‘swamped' with women wearing the burqa and their tens of children, is only repeating comments of all the previous waves of immigration. | Kolayca gözlemleyebileceğiniz gibi, bugün “islamlaşmış” mahalleler için söylenen, başörtülü kadırlarla dolu olması, sahip oldukları onlarca çocuk gibi şeyler tüm önceki göç dalgalarında da söylenmişti. |
14 | The Italian immigrant also cooks dreadful food, has too many children, and dresses in rags. The Polish immigrant is ridiculed for his peculiar brand of Catholicism and his habit of standing up throughout mass whereas proper French people remain seated. | İtalyan göçmenlerin feci yemekler pişirdiği, çok fazla çocuk yaptıkları ve paçavralar içinde dolaştığı söylenir, Polonyalı göçmenlerin kendilerine özgün Katoliklikleri, Fransızlar olması gerektiği gibi otururken onların tüm ayin süresince ayakta durmalarıyla alay edilirdi. |
15 | Economic downturn not the only reason | Ekonominin kötü gidişi tek neden değil |
16 | Nevertheless, the economic downturn alone cannot explain the attractiveness of anti-immigration arguments. | Ama yine de ekonominin kötü gidişi göçmen karşıtı fikirlerin çekiciliğini tek başına açıklayamaz. |
17 | In an editorial on the future of multiculturalism in France, Julie Owono highlighted that: | Fransa'da çok kültürlülüğün geleceği konusunda yazdığı bir makalede Julie Owono şunları vurguluyor: [en] |
18 | The reason for the growing worry over the future of Europe is not simply related to the crisis. | Avrupa'nın geleceğine dair kaygıların büyümesi sadece krizle açıklanamaz. |
19 | Contrary to what some politicians were quick to explain on the evening of the first round, it seems that the French who gave their vote to extremism do not suffer that much from the immigration scourge. | (Seçimlerin) ilk turunun sonunda politikacıların hemen verdikleri beyanların aksine oyunu radikallere veren Fransızların çoğunluğu göçmen sorunundan etkilenen kesim değil. |
20 | French analysts have found that, while the latter represents a major concern for 62 per cent of National Front voters, areas where the party has received a significant number of votes do not have a particularly high immigration rate. | Fransız analistlere [fr] göre National Front'a oy verenlerin %62si için göçmenlik büyük bir sorun iken partinin yüksek oy aldığı bölgelerde göçmen yoğunluğu düşük. |
21 | A European phenomenon | Bir Avrupa Fenomeni |
22 | Foreigners in Europe by Digital Dreams on FlickR License-CC-BY | Avrupa'da Yabancılar Digital Dreams tarafından FlickR'de yayınlandı. License-CC-BY |
23 | Politicians singing this weathered old tune against immigration are not limited to France. | Göçmenlere karşı bu eski şarkıyı söyleyen siyasiler sadece Fransa'da bulunmuyor. |
24 | In Greece, the Neo-Nazi party known as Golden Dawn took advantage of the country's economic difficulties and broke through during the most recent general elections. | Yunanistan'da Altın Şafak diye adladırılan Neo-Nazi parti ülkenin içinde bulunduğu zorluklardan yararlanarak [en] son seçimlerde oyunu büyük oranda artırdı. |
25 | In Great Britain, a commenter posting under the name James reacted to the fact that Cameron, Merkel, and Sarkozy declared the failure of multiculturalism in Europe: | Büyük Britanya'da James adındaki bir yorumcu Cameron, Merkel, ve Sarkozy'nin Avrupa'da çok kültürlülüğün başarısız olduğunu deklare etmesine [en] şöyle tepki gösteriyor: |
26 | She [Merkel] wanted People from richer nations to embrace and train poorer region folk! | [Merkel] zengin ülke halklarının daha fakir halkları kucaklamasını ve eğitmesini istemişti. |
27 | It hasn't worked, its cost us all billions and its getting more expensive year on year! | Bu işe yaramadı, bu bize milyarlara maloldu ve her geçen yıl da daha pahalı hale geliyor. |
28 | Would you rather have a farmer from romania working in britain, claiming to be poor and sending all the money home to build a mansion! thats whats happening. | Romanyalı bir çiftçinin İngiltere'de çalışmasını, fakirlikten yakınırken kazandığı bütün parayı ülkesine bir köşk inşa etmek için göndermesini mi tercih edersiniz? Şu anda olan bu! |
29 | Valérie said she is no longer surprised by recycling of anti-immigration rhetoric. | Valérie artık sürekli aynı göçmenlik karşıtı söylemin kullanılmasına şaşırmıyor. |
30 | She suggested in her blog some reading to open up the debate: | Tartışmayı genişletmek [fr] için bloğunda bir okuma listesi tavsiye ediyor: |
31 | To address anxieties over immigrants from Maghreb and Africa, one would gain from reading texts from the 19th and the beginning of the 20th centuries in order to understand the foundations of such fears and how the same arguments are being used throughout the centuries. | Mağrip ve Afrika göçmenlerine karşı duyulan rahatsızlıkla başedebilmek ve bu korkuların temellerini, yüzyıllar boyunca aynı argümanların nasıl kullanıldığını anlamak için 19. Yüzyıl ve 20. Yüzyıl'ın başlarında yazılmış metinlerden öğreneceklerimiz var. Şunları okumanızı tavsiye ederim: |
32 | Suggested reading: - Suggested by Melle S. [fr]: A. | - Melle S. [fr] tarafından tavsiye edilmiştir: A. |
33 | Sayad, Immigration or the Paradoxes of Alterity [fr] (1. The illusion of the ephemery and 2. The illegitimate children) - Gérard Noiriel, The French Melting-Pot - Laurent Dornel, Hostile France. | Sayad, Göçmenlik veya Başkalığın Çelişkileri [fr] (1. Geçicilik yanılsaması ve 2. Gayrımeşru çocuklar) - Gérard Noiriel, Fransız Değişim Potası - Laurent Dornel, Düşmancıl Fransa. |
34 | A History of Xenophobia in France in the 19th Century [fr] | 19. Yüzyılda Fransa'da Yabancı Düşmanlığının Tarihi [fr] |