# | eng | tur |
---|
1 | Does Tajikistan Need Sex Education? | Tacikistan Halkının Cinsel Eğitime İhtiyacı Var Mı? |
2 | Robert Blake, then US Assistant Secretary of State for South and Central Asian Affairs attends the first day of school in Tajikistan. | Robert Blake, zamanın ABD Güney ve Ortadoğu Asya İlişkileri Bakanı Yardımcısı, Tacikistan'da okulun ilk gününe katıldı. |
3 | Many Tajiks believe sex education is imported from the West. | Tacikistan halkının çoğu, cinsel eğitim düşüncesinin Batıdan alındığına inanıyor. |
4 | Wikipedia image. | Görüntü: Vikipedi. |
5 | One of the last acts of Tajikistan's outgoing parliament was to pass a law including sex education lessons into the country's secondary school curriculum. | Tacikistan hükumetinin son eylemi, ülkenin ortaöğretim ders müfredatına cinsel eğitim derslerini kapsayan bir yasa çıkarmak oldu. |
6 | The members of the lower house argued that the lessons will raise awareness among teenagers about sexually transmitted diseases and prevent unwanted pregnancies in the conservative Central Asian country. | Yasama organı üyeleri, bu derslerin seks yoluyla bulaşan hastalıklar hakkında gençlerin farkındalığını arttıracağını ve muhafazakar olan Orta Asya ülkesinde istenmeyen hamilelikleri önleyeceğini ileri sürdü. |
7 | The law, passed February 25, 2015, stipulates that Tajik schoolchildren should be taught sex education lessons in high schools or in out-of-class seminars. | 25 Şubat 2015 de yürürlüğe geçen yasa, Tacik öğrencilere, cinsel eğitim derslerinin liselerde ya da ders harici seminerlerde öğretilmesini koşul koymaktadır. |
8 | The Ministry of Health and Social Protection proposed the idea when making additions and ammendments to the Law On Reproductive Health and Reproductive Rights. The ammendments also include the prohibition of abortion at the embryonic stage. | Sağlık ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Üreme Sağlığı ve Haklarında değişiklikler ve düzenlemeler yaparken, embriyonik evrede kürtajın da yasaklılığını içeren bir fikir öne sürdü. |
9 | However, the idea of including sex education into secondary school curriculums has generated controversy in the mostly-Muslim country. | Ancak ortaöğretim müfredatının cinsel eğitimi içermesi fikri, çoğunluğun Müslüman olduğu ülkede anlaşmazlığa yol açtı. |
10 | On Ozodi, RFE/RL's Tajik service, Muslim and conservative commenters moved to condemn the initiative. | Özgür Avrupa Radyosunun Tacikistan Hizmeti olan Ozodi'de Müslümanların ve muhafazakar halkın yorumcuları, girişimcileri kınadılar. |
11 | Many readers argued that sex education lessons will provoke Tajik teenagers to try out what they learned at school. | Pek çok okuyucu, cinsel eğitim derslerinin Tacik öğrencilerini okulda öğrendiklerini deneyecekleri konusunda kışkırtacağını ileri sürdü. Ehsan şöyle kaleme aldı; |
12 | Ehsan wrote: | Bu doğru değil. |
13 | It is not correct… [sex education] will tell you how to fornicate so that the girl does not get pregnant… Are we Tajiks not Muslims? | Cinsel eğitim size kızlar hamile kalmasın diye nasıl zina yapılacağını mı öğretecek? Biz Tacik halkı olarak Müslüman değil miyiz? |
14 | Don't we marry virgin girls!? | Bizler bakire kızlarla evlenmiyor muyuz? |
15 | Do we want our youth to behave like this? | Gençliğimizin böyle davranmasını mı istiyoruz? |
16 | It will destroy our society and families. | Bu toplumumuza ve ailelerimize zarar verecek. |
17 | I read on Ozodi that a guy chopped his sister up with an axe for misbehaviour and said he did not regret his deed. | Ozodi'de okumuştum; bir adam kız kardeşini yanlış davranışlarını yüzünden balta ile doğramış ve bundan pişman olmadığını söylemiş. |
18 | After this law, maybe the number of murders will increase. | Bu yasadan sonra belki de katillerin sayısı artacak. |
19 | Frankly speaking, I feel sorry for my nation. | Acıkça söylüyorum ki, Ulusum adına üzülüyorum. |
20 | A girl's virginity is certainly important to Tajik families. | Tacik aileleri için bir kızın bekâreti çok önemli. |
21 | Last year, a group of ‘legal-medical experts' from one of the country's regions lobbied a law that would make virginity testing of young girls compulsory to save the country from a series of social ills, chiefly marriages that end in divorce. | Geçen sene, ülkenin bir bölgesinden tıbbi uzmanlar grubu ülkeyi özellikle boşanma ile sonlanan evlilikler ve toplumsal hastalıklardan kurtarmak için genç kızlara bakirelik testini zorunlu kılan yasa hakkında görüşme yaptılar. |
22 | The law did not make parliament. | Bu yasa tasarısı hükumetten geçmedi. |
23 | Many readers of Ozodi contended that sex education is not necessary in Tajik schools as it will deprive people of national values and culture. | Pek çok Ozodi okuyucusu, halkı ulusal değerlerden ve kültürden mahrum edeceği için, cinsel eğitimin Tacik okullarında gerekli olmadığını iddia etti. |
24 | Some argued that biology lessons cover general information on the human body, and families are responsible for the sexual education of young people. | Bazı okuyucular da, biyoloji derslerinin insan bedeni üzerine genel bilgileri kapsadığını ve ailelerin gençlerin cinsel eğitiminden sorumlu olduğunu savundu. |
25 | A reader who called himself Karsak, said: | Karsak lakaplı bir okuyucu ise şunları söyledi; |
26 | Actually, it will be another step towards extremism for teenagers, as most of the topics included in this subject are shameful for the Muslim population of our country. | Aslına bakarsak, bu konu içerisinde yer verilen çoğu mesele ülkemizdeki Müslüman nüfus için utanç verici olduğundan dolayı gençler için aşırıcılığa bir adım atılmış olacak. |
27 | It is the advocacy of Western ideologies. | Bu, Batı düşünce yapısını desteklemektedir. |
28 | Currently, schoolchildren get the basic idea of sex education from Human Biology lessons. | Şu anda okul çağında ki çocuklar, İnsan Biyolojisi derslerinden cinsel eğitim hakkında genel fikir ediniyorlar. |
29 | If they adopt this subject it will deprive us of our good sexual behavior and it will only address the negative sides of this behaviour, leading to other problems. | Çocuklar eğer bu konunun bizi uygun cinsel davranışlardan mahrum bırakacağı ve bu konunun sadece cinsel davranışların olumsuz yönlerini ele alacağı düşüncesine kapılırlarsa, başka problemler ortaya çıkacaktır. |
30 | Some said they would not allow their daughters to attend the lessons. | Bazıları ise kızlarının derslere katılmasına izin vermeyeceklerini söylediler. |
31 | Saihuja Abdurahmon wrote: .. | Saihuja Abdurahmon şöyle yazdı; |
32 | It is not appropriate for Muslim people. | Bu Müslüman halk için uygun değil. |
33 | Then [the government] will ask why mullahs do not allow their daughters to go to school. | Sonra devlet, Molla halkının neden kızlarının okula gitmesine izin vermediklerini soracak. |
34 | I would also not allow my sister go to school. It brings shame on girls. | Bende kız kardeşimin okula gitmesine izin vermeyeceğim, bu kızlara utanç verecek. |
35 | Then there was a group of readers that claimed the parliament had sold out to foreign powers, taking grants to implement changes to the current law. | Hükumetin güncel yasadaki değişiklikleri uygulamak için rıza gösterip dış mihraklara sattığını iddia eden bir okuyucu grubu da bulunmaktaydı. |
36 | They argue that MPs should work to generally develop the education sector - the worst in the former Soviet Union - and try to bring labour migrants back to the remittance-dependent country from Russia. | Milletvekillerinin eğitim sektörünü -Sovyetler Birliği'nde en kötüsüydü- geliştirmek için birlikte çalışmaları gerektiğini ve göçmen işçileri Rusya'dan çıkartıp para desteğine bağımlı ülkeye(Tacikistan) geri göndermeye çalışmaları gerektiğini ileri sürdüler. |
37 | Garib, moreover, believes the government should act like a Western government in other respects if they want to bring Western values to Tajikistan. | Garib, hükumet eğer Batı değerlerini Tacikistan'a getirmek istiyorsa başka açılardan Batı Hükumeti gibi davranması gerektiğine inanıyor. |
38 | He said: | Garib şöyle söyledi; |
39 | Before forcing Western values on Tajik people, our government should limit the presidential term limit to five years [currently seven and extended via dubious elections] for the sake of people. | Batı değerlerini Tacik halkına zorlamadan önce, hükumetimiz başkanlık dönemini halkının iyiliği için 5 yılla[başkanlık dönemi şu anda 7 yıl ve kesin olmayan seçimlerde uzatılmıştır] sınırlamalıdır. |
40 | It is funny that our government thinks about its own position more than they think about the people. | Hükumetimizin kendi mevkisini, halktan daha çok düşünmesi tuhaftır. |
41 | A minority supported the idea of sex education for secondary school students, with some arguing that girls and boys should be taught the lesson in different classrooms. | Bazıları, kızların ve erkeklerin cinsel eğitim derslerinin farklı sınıflarda olması gerektiğini tartışırken, belli bir azınlık ise ortaöğretim için cinsel eğitim dersleri fikrini destekledi. |
42 | But Rakhim Soliev, a Facebook user called on people to accept the lessons. | Facebook kullanıcısı Rakhim Soliev halkı, dersleri kabul etmeye davet etti. |
43 | He reasoned: | Rakhim Soliev şu görüşteydi; |
44 | People at the Parliament have diplomas and brains. | Meclisteki herkes diplomaya ve zekaya sahip. |
45 | You have heard that ‘forbidden fruit is sweet', so young people need to know what it is. | Herkes yasakların daha cazip olduğunu bilir, bu yüzden gençlerin cinsel eğitimin ne olduğunu bilmesi gerekiyor. |
46 | This is our nature. If a guy or girl has the patience and conscience, they will not engage in [fornication]. | Bu, bizim doğamızda var. Bir erkek ya da kız, sabırlı ve bilinçli ise zina yapmayacaktır. |
47 | You already know that everybody does it underground. | Hepimiz biliyoruz ki herkes bunu el altından yapmaktadır. |
48 | So let's look at these things in a normal way. Be realistic. | Gerçekçi olmak gerekirse, böyle şeyleri normal karşılamalıyız. |