# | tur | zht |
---|
1 | Güney Asya Ramazan Bayramını Kutlarken | 南亞:慶祝開齋節 |
2 | Dün birçok Güney Asya ülkesinde yaşayan Müslüman oruç tutulan Ramazan ayının sonunu gösteren Ramazan Bayramını kutlamaya başladılar. Birçok blogcu birbirlerinin bayramlarını kutladılar, kendi gelenek ve göreneklerini paylaştılar. | 許多南亞國家的穆斯林都在9月21日慶祝開齋節(Eid-ul-Fitr),為齋戒月劃下句點,許多部落客都相互祝福,並記錄當地儀式及傳統。 |
3 | Pakistan: Chowrangi (İng. | 巴基斯坦 |
4 | ) sitesinden Momina Ramazan Bayramının farklı yönlerini anlattı: | Momina at Chowrangi說明開齋節的不同面向: |
5 | Eid (çev. notu: Ramazan Bayramının İngilizcesi) kelimesi “geri verilmiş” anlamına gelen “Aada” kelimesinden gelir. Ramazan ayına da devinimli olarak geri dönüyoruz. | 開齋節一詞源於「Aada」一字,意指「回歸」,我們定期都會回到開齋節;也有一說認為字源為「Aadah」,意指習俗或習慣,因為人們都習慣慶祝這個節日。 |
6 | Bu konudaki bir diğer kelime de “Aadah” ve “gelenek” anlamında kullanılır. | CHUP! |
7 | Bayram kutlaması insanlar için gelenek halini almıştır. “CHUP: Pakistanı Değiştirmek” (İng. | Changing Up Pakistan部落格的Kalsoom記得,小時候開齋節對她和家人的特殊意義: |
8 | ) sitesinden Kalsoom da kendisi büyürken Ramazan Bayramının ailesi ve kendisi için ne anlama geldiğini yazmış: Ben büyürken Ramazan ve Ramazan Bayramı iki şey etrafında gelişirdi: Ailem ve yiyecekler. | 小時候,齋戒月與開齋節對我的重點都只有兩件事:家人與食物,開齋節前一晚的Chand Raat,我總喜歡到市場買手鐲,或是將henna畫在手上;兒時記憶裡,開齋節充滿色彩、新衣服、歡笑,以及早上最先嚐到的sivaiyyan滋味(沾著甜奶的麵條)。 |
9 | Arefe günü pazara gidip bilezik almayı veya elime kına yaktırmaya bayılırdım. | 成年後,齋戒月讓我想想周遭的人,尤其是那些貧民,相關工作經驗讓我更瞭解這些問題的背景。 |
10 | Ramazan Bayramı ile ilgili çocukluğumun anıları renklerle, yeni temiz giysilerle, kahkahalarla ve yenen yemeklerle dolu. | |
11 | Şimdi bir yetişkin olarak Ramazan ayı başkalarını, özellikle de fakirleri düşünmem için bir zaman halini aldı. Yardım alanında çalışmam da bu konuda daha fazla düşünmemi sağladı. | 印度班加洛(Bangalore)地區的齋戒月尾聲祈禱活動,一位男孩在眾多信眾朝拜時向後望,照片來自Flickr用戶Sandip Devnath,依據創用CC授權使用 |
12 | Hindistan: Sudhir Kekre (İng.) | 印度 |
13 | Ramazan Bayramında yiyeceklerle ilgili anılarını hatırlıyor: | Sudhir Kekre記得開齋節美食: |
14 | Haydarabad'a taşındığımda Ramazan ve Bayram sosyal takvimimde önemli bir yere geldiler. | |
15 | Özellikle yeni tatlar Haydarabad'la eşleştirilmiş oldu. Blogcu aynı zamanda Hindular ile Müslümanlar arasındaki ilişki ile de ilgili yorumda bulundu: | 我搬至海德拉巴德(Hyderabad)後,齋戒月與開齋節成為重要社交活動,也接觸到許多令人垂涎三尺的新美食,haleem、nihari、biryanis、mirchi bhajjis等餐點已與海德拉巴德劃上等號。 |
16 | Belki de böyle kutlamalar iki toplum arasındaki husumetin azalmasına yardımcı olur. | 他也評論印度教徒與穆斯林的關係: |
17 | The Sacramento Bee blogu (İng. | 或許節慶是消弭兩個族群對立的好方法。 |
18 | ) ise Hindistan'daki çeşitli kutlamalardan harika fotoğraflar yayınlamış. | The Sacromento Bee的照片記錄印度各地的開齋節畫面。 |
19 | Bangladeş: | 孟加拉 |
20 | “Ramazan Bayramının özel bir gün olması gerekiyordu. Ama bugün gerçekten ilginçti” diyor Back To Bangladeş'in yazarı ulysses. | ulysses在Back To Bangladesh部落格表示:「開齋節理應是特殊節日,但今天很奇怪」,他之後描述自己在開齋節從首都達卡(Dhaka)大地震死裡逃生經過,但對孟加拉人而言,還有比地震更令人憂心的威脅: |
21 | Blogcu Daka'da Bayram günü gerçekleşen depremi anlatıyor. | 關於多少人會因首都地震而死,已有許多可怕數據,但老實說,我更擔心孟加拉人面對假食物的危險。 |
22 | Ama Bangladeşlilerin deprem daha fazla endişelendikleri bir tehdit daha var: | 馬爾地夫 Kaidha以詩文記錄,開齋節如何逐漸成為一點也不重要的假日: |
23 | Daka'da olacak bir depremde kaç kişinin öleceği ile ilgili korkunç istatistikler var. Ama gerçeği söylemek gerekirse ben gıda sorunlarından daha çok endişeleniyorum. | 我記得孩時,我們期盼的開齋節不只是個節日,那一天有美食大餐,還有親戚來訪,我們穿上新衣,出門觀看遊行,我們在這天看著各色煙花綻放夜空,但隨時間過去,開齋節不過是另一個節日,我們只能躺在家裡,整天看電視或瀏覽Facebook。 |
24 | Maldivler: | 祝各位讀者開齋節快樂。 |
25 | Kaidha Ramazan Bayramının nasıl önemsiz bir tatile dönüştüğünü şiirsel bir dille anlatıyor (İng. ): | |
26 | Hatırlıyorum da, ben küçükken, Ramazan Bayramı sadece tatil değildi, Büyük kazanlarda yemeklerin yapılıp akrabaların bizi ziyaret ettiği bir gündü, Yeni elbiselerimizi giyip yürüyüşleri izlemeye çıktığımız bir gündü, Her renkten havai fişeğin gökyüzünü boyayışını izlediğimiz bir gündü, Ama zamanla, Ramazan Bayramı, evde tembellik edip tüm gün televizyon veya facebook izlediğimiz Bir güne dönüştü, ne yazık. | |
27 | Tüm okurlarımızın Ramazan Bayramı mübarek olsun. | 校對:Soup |